Sen olmayınca, gülemiyorum içten
sevinmiyor yüreğim, geçmiyor zaman


susup kalıyorum, konuşamıyorum inan…
görmüyor musun kaç gün geçti aradan
dua ediyorum belki kavuşturur yaradan
bir yara yaptın ki kalbimde her daim

Sensizim yine bu şehrin sokaklarında
bir başıma karanlık duvarlar arasında
korkmuyorum aslında karanlıktan
tek bir korkum war oda ayrılıktan..
sensizim yine bu şehrin sokaklarında
kırık bir kalple gidiyorum yanlızlığa

Dilimde sabah keyfiyle yeni bir umut türküsü
Kar yağmış dağlara, bozulmamış ütüsü
Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü
Gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana
Şimdilik bağlayıcı bir takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
Ay, şafağa yakın bir mum gibi erimeden
Dağlar çivilendikleri yerde çürümeden

bir bakardım ona
gülüşü yeter bana
hiç boş değil bana
bakamaz başkasına da
kötülük yaparsan ona
sevmez seni bir daha
bir,iki,üç dedim
söyledim sevgimi ona

Hayalin aklımda o yeşil gözlerin
Sanki bir ırmak gibi ağlamaklı gözlerim
Sana bakarken ben unuturdum hislerim
Severdim Seni Canım Her Şeye Rağmen
Her şeye rağmen bir gün gelsen de geri

Başka bir gönüle girerse eğer,
Bu tende,bu kalbi sensiz istemem.
Senden başkasını severse eğer,
Bu tende,bu kalbi sensiz istemem.
Falları istemem sen çıkmıyorsan,
Yolları istemem sen gelmiyorsan,
Yılları istemem sen olmuyorsan

BİR SANA RAZIYDIM
Keşke sevmeseydim, görmeseydim seni,
Keşke kördüğüm bağlamasaydım yüreğimi,
Sevda yollarında bitirmeseydim kendimi…
Şimdi, ahlar tühler içinde kalmazdım belki…
Keşke sevmeseydim, görmeseydim gözlerini…
Keşke yanmasaydım, keşke yanmasaydık,
Bak şimdi keşkelerin ardında kaldık işte,
Kalmasaydı yarım, solmasaydı aşkımız keşke

Hülya tatlı bir andır
Süzülür dibine selvi ağaçlarının
Zambakların, sevda çimenlerinin.
Dağlarda duman duman tütüyor sıla
Sıla da garibin omuzlarına
Güvercin gibi konan
Sadağında mumçiçeği serzeniş
Mızrakları cazibesiyle kıran
Saçları darmadağın

Bir beyaz kagıt gibi ol, yada gôkyùzùnde, semada, arşında ùstùnde beyazbir melek gibi ol
Hiç işlenmemiş bir gùnah gibi ol dogmamış bir insan gibi dog bu acımasız dùnyaya
Dogki sen dùnya için deyil dùnya senin için dônsùn
Sôylenmemiş bir yalan gibi ol duşmesin dilinden dôkùlmesin kalbine tekbir hece

 Hep yol almak isterim, hiç duramam yerimde,
Tanığımdır dalga, o denizde titriyorsa,
Rüzgara seslenirim: gidelim! rüzgar dönse,
Dalgadadır sıra: Haydi daha uzağa!
İlerlerim, kasırga alır götürür beni…
İnsanlar, aşklarınıza dört elle sarılın



Melekler kadar masum cennet kadar güzelsin,
ellerin pamuk yanakların şeker gibi çok tatlısın,
kahverengi gözlerin hanımefendiliğinin melekleridir,
kısa boyuna kocaman yüreğin,
aşk yarana derman istersen servan var,
SEDEF SEDEF diye kalbim atar

Dilim peltek yine..
Kelimelerim sarhoş..
Kimse bilmez..
Neden yağmur biriktirdiğimi eski bir bakır tasta..
Ve beyaz bir bulutun ne çok yakıştığını rakıya..
Yaktığım bir kitaptan oğrenmistim..
Bulutlar neden siyah giyer..
içi kederle dolunca

Seni severim durmadan..
Gökyüzünün berraklığı kadar severim
Yağmur damlaları her düştüğünde toprağa toprağın çiçek açması kadar severim..
Hüzün dolu bulutların ağlaması gibi severim.
Gözlerine baktığımda kendimi buldum yaşamayı öğrendim ve hiç yaşamadığımı anladım

Bugün canım eğlenmek istedi ,
şarabın en tatlı halini yudumladım ,
yoldan geçen onda bunda kavgalar aradım ,
yalan yok hep de yerlerde kendimi aradım ,
mapushanenin en güzel odasında sabahladım ,
halime güldüler geçtiler ,
kalbimi deştiler öldürdüler

Hani bir söz vardır ya
Sevmek ya da sevilmek
Hani bir dûş vardırya
Pembe yada mavi
Hani bir yüz ifadesi vardır
Gülmek ya da ağlamak
Hani bir hayat vardır ya

Artık hiç bir şey eskisi gibi değil.
Ben de öyle.
Çok dikkat etmiyorum uzun süredir kendime.
Kılığıma kıyafetime…
Çorapsız da basıyorum artık yere.
Eskisi gibi de korkutmuyor beni ne grip ne nezle.
Nane limonun iyi gelmediği daha büyük sıkıntılarım var herkes gibi benim de.
Takılmıyorum artık şu her kış ve bahar şişen bademciklerime.
Çok sıcak yada soğuk şeyler yiyip içmem, hepsi hepsi bir kaç gün gene.
Olur biter
Geçer gider

Sen bir gül ağacı olsaydın,
Ben dalın olurdum,
Sen bir arı olsaydın,
Ben balın olurdum.
Sen bir yolcu olsaydın,
Ben yolun olurdum.
Sen bir aşk mektubu olsaydın,
Ben pulun olurdum.

Ne demeli şimdi bir çiğdemin toprağı yırtışını seyredişi.
Göğe mi dokunmalı,ucunamı körpe filizin ?
Öyleyse karanlık sokaklarda koştuğumu düşün.
Ay gene bir kadın gibi sarkıyorken denize.
Dirseklerimle böğrüme gömdüğüm titremeyi düşün.
Oradan göğsümü kaplayışını soğuk bir terin.
İlk sözcüğü anlamla birleştiren çocuğu düşün.
Onun kavradıkça derinleşen şarkısını…
Vay perçemine günün huysuzluğu dolaşan kısrak,
Vay acemi öpüşlerden gövdeme boşalan acımtırak haz,telaş,kıvranış.
Parıltılı gözlerdeki atılganlık

Bir doluyum ki sorma.
Soğumadı içim hala alev topu
Solmadı yalnız koparıldı gülüm
Tanrı almadı ama tükendi canım
Sen gittin ama hasretin kaldı
Biz bittik ama içimde biraz sen kaldın
Ve yoksun..
Yokluğun bitirdi beni,bizi,aşkımızı.
Flörtümüz kaldı işte parklarda
Ellerimiz yakışıyordu oysa
Boyun boyuma,tenin tenimeydi

 
Clash of Clans